Şifa Veren Kış Sebzeleri
Şifa Veren Kış Sebzeleri
Brokoli: A vitamini ve potasyumdan zengin, folik asit için iyi bir kaynak olan brokolinin mineral kaybı en az olacak şekilde pişirilmesi çok önemlidir. Bu nedenle az pişirilmeli ve haşlama suyu dökülmemelidir.Mineral ve demir eksiliğini gideren brokoli vitamin deposudur. Antikarsinojenik (kansere karşı koruyucu ) etkisi yüksek, kalsiyumdan zengin dolayısıyla kemik erimesine karşı koruyucu, lif oranı yüksek bir besindir.
Bal kabağı: Yüksek A vitamini, fosfor ve kalsiyum içeren bal kabağı sadece tatlılarda değil; çorba ve mezelerde de kullanılmalı. Ayrıca lifli yiyeceklerin sık tüketiminin kolon kanserine karşı koruyucu olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. K,C,B6 VE A vitamini için iyi birer kaynaktır. Lifi bol bir sebze olan kabak, bağırsakları tembel olanlar için tercih edilmesi gereken sebzelerdendir. Kabak sebzesi potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir gibi madensel elementler içerir. Kabak bedeni temizler, sinirleri yatıştırır .Kemik erimesini önler.
Pırasa: A vitamini ve kalsiyumdan oldukça zengindir. Sebzelerin kalsiyum içeriklerini sıralayacak olursak maydanozdan sonra en yüksek kalsiyum içeren sebze pırasadır. Kış aylarının vazgeçilmez sebzesi pırasanın antioksidan içeriği oldukça yüksektir. Yani kış aylarında hastalıklara yakalanma riskini azaltır. İçerisinde zengin vitamin ve mineral içeriği olan pırasa günlük lif ihtiyacınızın ortalama %6-10’unu karşılarken, günlük K vitamini içeriğinin %45’ini, C vitamini içeriğinin %5’ini karşılamaktadır. Tüm koyu yeşil yapraklı besinlerde olduğu gibi pırasa içerisinde de folik asit yüksek miktarda bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle gebelik düşünen kadınlar için ekstra önemli bir besindir.Kalp hastalıkları ve felçten koruyucu etkisi vardır.
Kabak: Kabağın içindeki yüksek lif oranı sindirim sisteminizi düzenler ve kabızlığı önler. Yüksek lif oranı ayrıca kan şekerinizi düzenleyerek aniden gelen açlık hissini oluşmadan önler. Düzenli olarak kabak tüketmek yüksek kolesterole de iyi gelmektedir. Yüksek lif oranı içeren besinler vücudunuzdaki kötü kolesterolü azaltır.
Kabak bol miktarda C vitamini ve lutein içerir. Her sebze gibi bol lif içerdiği midenizde daha fazla yer kaplayarak daha az yemenizi sağlar. İçerdiği A vitamini, folik asit ve potasyum sayesinde kapl dostu gıdalar arasında yer alır. Folik asit, potasyum ve A vitamini aynı zamanda kanser riskini azaltan maddelerdir. 100 gram kabak günlük folik asit ihtiyacının dörtte birini karşılayabilir. Haşlanmış kabakta bulunan karoten maddesi etkili bir antioksidandır. Yüksek orandaki potasyum sıvı-tuz dengesini sağlar.
Karalahana: Karalahana içeriğindeki “glutamin” güçlü bir anti-inflamatuar ajandır. Bu nedenle Karalahana alerji, eklem ağrısı, ateş ve çeşitli hastalıklarda enfeksiyon ve tahrişi önlemeye yardımcıdır. Karalahana C vitamini açısından zengin bir kaynaktır. En iyi antioksidan olarak C vitamini, erken yaşlanmanın temel nedenlerinden biri olan vücudunuzdaki serbest radikalleri azaltır. Ayrıca hücrelerin aşınma ve yıpranmasını engeller. Yetersiz lif tüketimi kabızlığa neden olmaktadır. Buna bağlı olarak hazımsız , gastrointestinal kanserler, mide ülseri, iştah kaybı gibi problemler ortaya çıkabilmektedir. Karalahana zengin lif içeriği ile bağırsakları harekete geçirerek kabızlık ve diğer sindirim sistemi problemlerine iyi gelir. Karalahana kükürt mineralinden zengindir. Kükürt enfeksiyonlara karşı vücudun savunmasında etkili rol oynar. Ayrıca yaraların iyileşmesine büyük oranda yardımcıdır. Ülserin etkilerini ve şiddetini azaltıcı özelliği bulunmaktadır. Karalahana aynı zamanda kansızlığı önler.Ancak Diğer turpgiller gibi karalahana özellikle de kök kısımları iyodun emilimini azalttığı için guatr hastalarının kullanmamasında fayda vardır.
Kereviz: A, B, C vitaminlerinden zengin, fosfor, çinko, bakır, selenyum minerallerini içeren kereviz, bağışıklığı kuvvetlendirmekte ve gaz gidermede etkilidir. Antioksidan etkisi olan kerevizin içerisindeki “fitalid” adlı madde, kandaki stres hormonunu azaltıcı etkisi ile hipertansiyonu ve kolesterolü dengelemektedir.İdrar söktürücü,kan temizleyici,saknleştirici etkileri vardır. Özellikle eklem ağrıları olan kişiler mutlaka tüketmelidirler. Kerevzin kendisi salatalarda,çorbalarda, sebze yemeklerinde ,yaprakları ise çeşni verici olarak tüm yemeklerde kullabilir.
Soğan: Kan şekeri ve tansiyon düşürücü özelliğinin yanında birçok çok vücut fonksiyonu üzerinde de olumlu etkileri vardır. Savunma sistemini güçlendirir. Grip, nezle, astım gibi enfeksiyonlarda sarımsakla birlikte etkin bir role sahiptir. Öksürük söktürücüdür; bronşları temizler. Kemik erimesine iyi gelir. Kandaki şeker seviyesinin düşürülmesine yardımcı olduğu için şeker hastaları tarafından rahatlıkla kullanılabilir. İdrar söktürücüdür.
Böbreklerde biriken kum ve taşların dökülmesine yardımcı olarak böbrek ağrısını dindirir. Balgamı yumuşatmaya ve balgam üretimini azaltmaya yardım edici özellikleriyle bronşitte yardımcı olabilir. Soğanın tadını sevmeyenler için, suyunu çıkartmak ve soslu sebzeye eklemek düşünülebilir. Egzama ve diğer cilt hastalıklarında kullanılır. Kalp damar sağlığı açısından faydalıdır. Çiğ olarak tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı artırır. Ancak mide rahatsızlığı olanlar çiğ olarak tüketmemelidir. Kırmızı soğan sigara içenlerde biriken nikotinin vücuttan atılmasında önemli bir role sahiptir. Kanda yükselmiş olan lipit miktarını düşürür. Safrayı incelterek, karaciğerin rahat çalışmasını sağlar.
Brüksel lahanası: Kükürtlü sebzeler grubunda olduğu için güçlü bir kanser savaşçısıdır. Az pişirilmesi veya çiğ tüketilmesi gerekir. Brüksel lahanası, düşük kalori değerine karşılık potasyum ve demir gibi mineraller ile A, C ve E vitaminlerini yüksek oranlarda içeren çok yararlı bir besindir. C, E ile A vitamini (betakaroten) gibi antioksidan maddeleri yüksek oranda içerdiğinden kalp hastalıklarına yakalanma, kalp krizi geçirme ve katarak illetine tutulma riskini azaltır.. Gene yüksek oranda potasyum minerali içermesi nedeniyle yüksek tansiyonu düşürür ve tansiyonu belli düzeyde tutar.
Havuç: Havuç önemli bir antioksidan kaynağıdır. A vitamini öncüsü beta karotenin çok önemli bir kaynağıdır. K ve C vitamini, diyet posası, potasyum, B6 vitamini, manganez, molibden, B1 ve B3 vitamini, fosfor, magnezyum ve folat içerir. Karotenoidler kalp hastalıkları riskini azaltan ve koruyucu etki gösteren önemli bileşenlerdir. Karaciğerin safra salgılamasına ve kolesterolü dengelemesine yardım eder. Ayrıca mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Ancak pişirildikten sonra içindeki maddeler çok kısa bir sürede toksik maddelere dönüşebildiği için hemen tüketilmelidir.
Ispanak: Demir yönünden zengin olan ıspanak, diğer yapraklı sebzelere nazaran daha çok protein içerir. Tansiyonu düşürür, kan pıhtılaşmasını azaltır.Bağışıklık sistemini güçlendirir. Betakaroten içerdiği için yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkilidir. Bazı mide kanserlerini önlediği ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır. C vitamini içeriği çok yüksektir ancak pişirmeyle birlikte kayıplar oluşur.Bu nedenle salatalarda çiğ olarak tüketilmesi sağlıklıdır.İçeriğindeki magnezyum ile sinirileri yatıştırır.
Lahana: Ödemin vücuttan atılmasını sağlayan beyaz lahana ,mineral kayıplarına sebep olmadan suyu vücuttan atar. Yaşlanmayı önleyici mineral olarak kabul edilen selenyum sağlıklı bir cilt verir. Mide ve yemek borusu kanseri tehlikesini azaltır. Sadece lahana çeşitlerinde bulunan U vitamini, mide ve bağırsakların iç yüzeyini koruyor, oralardaki yaraların iyileşmesini sağlıyor. Bağışıklık sistemini koruyan beyaz lahana hem çorbalarda hemde salatalarda mutlaka kullanılmalıdır.
Marul: Su içeriği yüzde 95 civarındadır. A vitamini içerir. Bağışıklık sistemini güçlendirici, canlandırıcı, kramp çözücü, uyku verici, sakinleştirici, yumuşatıcı ve ağrıları azaltma özelliği vardır. Marul hücrelere daha çok oksijen gitmesini sağlar, hücreleri serbest radikallere karşı korur, konsantrasyonu artırır, kalp kaslarını güçlendirir.
Mantar: Antioksidan kapasitesi domates ve havuca yakın olan mantarın 70 gramı günlük alınması önerilen selenyum miktarının %11’ini karşılamaktadır. Selenyum vücudun serbest radikallere karşı korunmasında rol oynar. Yaşlanmayı geciktirici ve bağışıklık sistemini artırıcı etkisi de vardır. Hatta düzenli olarak mantar tüketen erkeklerde prostat kanseri riski % 65 oranında azaldığı görülmüştür. Protein içeriği diğer sebzelere göre daha yüksek olan mantarın protein kalitesinin et ve tavuğa yakın olduğu da bilinmektedir. Özellikle zayıflamak isteyen ve sporla uğraşan kişiler beslenme planlarındaki protein kalitesini artırmak için salatalarda, omletlerde, makarnalarda, etli yemeklerde mantarı kullanabilirler. Shiitake mantarlarının ise aynı şekilde fareler üzerinde bağışıklık sistemini uyarıcı, enfeksiyonları ve tümör önleyici etkilerinin olduğu görülmüştür. Özellikle de kolon kanseri hücreleri üzerinde bu etkisi vardır.
Maydanoz: Antioksidan özelliği olan maydanoz, vücuda zarar veren serbest radikalleri vücuttan atarak yaşlanmaya karşı etkilidir. Ayrıca bağışıklık sistemi güçlendiricidir. İdrar söktürücü olan maydanoz C vitamini açısından çok zengindir. Aynı zamanda A vitamini ve potasyum için iyi bir kaynaktır. Taze tüketilmesi, pişmiş haline göre daha besleyici olmakla birlikte, ödem atıcı olarak, kaynatılıp suyu içilebilir. Yüksek tansiyonu düşürür, kalbin yorulmasını önler, kansızlığı giderir, safra akışını kolaylaştırır. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Böbrek iltihabı olanlar maydanoz yeemelidir. Özellikle ödem sıkıntısı olan bireylerin vücutlarındaki fazla suyun atılması için maydanoz suyu kesin çözüm olmakla birlikte sürekli olarak içilmesi önerilmez. Çünkü belirli bir düzeyde içilen maydanoz suyu vücudunuzda ödem olmadığında, vücudunuzun ihtiyacı olan suyun da atılmasına neden olur.
Patates: Patates; demir ve magnezyum gibi minerallerin yanı sıra C vitamini, B6 vitamini ve diyet posası içermektedir. Özellikle C vitamininden zengin patates günde 1 orta boy tüketildiğinde günlük C vitamini ihtiyacının %30’unu karşılayabilmektedir. Başta kabuğuna yakın kısımlar olmak üzere yüksek posa içeriği ile kolesterolün düşürülmesine, kolon kanserinin önlenmesine yardımcıdır. Potasyumdan zengin, sodyumdan düşük olması, kalp ve damar sağlını koruyucu etki gösterir. Selenyumdan zengin bir sebze olan patates, troidin düzenli düzenli çalışmasına yardımcı olarak, zayıflamaya destektir. Yüksek miktarda nişasta, B ve C vitamini içermesine rağmen, pişirme esnasında ciddi kayıplara uğrar. Aynı zamanda sinir sisteminin düzenli çalışmasını engelleyen bazı toksik maddeler de içerir ve bu toksik maddeler ancak çok iyi pişirildiğinde etkisiz hale gelir. Bu yüzden patatesin çok iyi pişirilmesi de gerekir. Kabuğunun çok ince soyulması vitamin kaybını azaltmak için çok önemlidir. Beyindeki serotonin adlı kimyasal maddenin kendisini yenilemesini sağlar. Antioksidanlar yönünden çok zengindir. Kandaki şeker seviyesini düşürerek kanı temizlediği için şeker hastaları rahatlıkla tüketebilir. Susuzluğu ve karaciğer şişliklerini giderir. Ser bir şey yutulduğunda yabancı maddenin zarar vermeden çıkmasını sağlar. El ve ayak çatlaklarında faydalıdır.
Pancar: Kırmızı pancar A, B, C ve P vitaminlerinden zengindir. İştah açıcı, besleyici özelliği vardır. Bileşiminde bulunan ve radyoaktif bir eleman olan rubidyumun sindirim üzerinde olumlu bir etkisi vardır. Pancar aynı zamanda fosfor, demir, bakır, potasyum, magnezyum, kalsiyum, brom, çinko ve manganez bakımından da zengindir. Bitki, beta karoten ve folat bakımından zengin yapısıyla bağışıklık sistemini güçlendirip kan yapımına destek verir. Kırmızı pancarın suyu en güçlü kan düzelticilerden biridir. Havuç suyu ile yarı yarıya karıştırılan kırmızı pancar suyu, içildiğinde alyuvarların sayısını kısa zamanda yükseltir. Özellikle soğuk algınlığı enfeksiyonlarının arttığı kış aylarında kırmızı pancarın tüketilmesi, vücudun direncini artırır.
Turp: Turp gibi olmak terimine yakışır özellikte olan turp tam bir antioksidan kaynağıdır. siyah turp, çok daha yüksek miktarda besin öğesi içerir ve böbrekler için yararlıdır. Potasyum için iyi bir kaynaktır. Halsizliğe iyi gelir. Tokluk hissi sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının giderilmesinde iyi bir yardımcıdır. Günde 1 kase doğranmış turp ara öğünde yenebilir.